Skip to main content
Dünden Bugüne Emek Sineması

Dünden Bugüne Emek Sineması

“1924’TEN GÜNÜMÜZE EMEK SİNEMASI’NIN HİKÂYESİ…”


Emek Sineması

Emek Sineması’nın bulunduğu yapı adası ve binaların yerleşimi...

Emek ya da açıldığı dönemdeki adıyla Melek Sineması... Sinema; Osmanlı’nın önde gelenlerinden Abraham Paşa tarafından, Osmanlı vatandaşı Levanten Mimar Alexandre Vallaury’e 1880’li yılların başında konut olarak yaptırılan ve bugün 1. sınıf tarihi eser kategorisinde bulunan Cercle d’Orient’in arka bahçesinde, sırtını tümüyle Cercle d’Orient’a yaslayan yapı adasının bir parçası olarak 1924 yılında açıldı.

Önceleri, Cercle d’Orient’in fayton arabalarının park yeri olarak kullanılan, ilerleyen yıllarda tekerlekli paten pisti olarak değerlendirilen, binicilik, buz pateni, hokey gibi etkinliklerin düzenlendiği binanın arka bahçesine sırasıyla; İsketinj Apartmanı, Melek Apartmanı ve Opera (İpek) Sineması inşa edildi.

Cercle d’Orient dahil olmak üzere tüm bu binaların arka cephelerinin baktığı boşluğa ise Melek (Emek) Sineması (1924) kuruldu. Bu nedenle, Melek Sineması’nın dışarıdan görünen, herhangi bir cephesi yoktu.

Zamanla yükünü, 1. derece tarihi eser olarak tescillenen Cercle d’Orient binasına yaslayan ve bu nedenle Cercle d’Orient’a da zarar vermeye başlayan yapı adasına, son olarak, söz konusu arka bahçedeki son boşluğu dolduracak şekilde Rüya Sineması eklendi.

Emek Sineması

Emek Sineması ve Melek Apartmanı’nın ilişkisi...

Bulunduğu alan itibarıyla İstiklal Caddesi’ne ve Yeşilçam Sokak’a bir cephesi olmayan Emek Sineması’nın giriş-çıkış problemi için Melek apartmanının zemin katının taşıyıcı kolon ve duvarların büyük bir bölümü kaldırılarak Emek fuayesine dönüştürüldü ve Emek Sineması’na giriş yapıldı.

Emek Sineması

Emek Sineması’nın fuayesi olarak bilinen ve sinemayı çevreleyen alan ise yine Melek Apartmanı’nın bazı bölümleri daha yıkılarak açıldı. Daha sonraki yıllarda yapılan denetlemelerde, Melek Apartmanı’nın katlarından gelen yükü, temellere aktaran hiçbir taşıyıcının kalmadığı belirlendi. Söz konusu deformasyonla, Melek Apartmanı ve Emek Sineması deprem yönetmelikleri açısından riskli hale geldi.

Emek Sineması’nın tahliye merdivenleri, yangın çıkışı, film ve makine odaları ile tuvaletleri, Melek Apartmanı’nın sahanlığından kazanılarak elde edilen ve havalandırma imkânı olmayan yerler olduğu için, sinemanın güvenlik ve hijyen açısından uygun olmadığı belirlendi. Emek Sineması, dönemin belediye başkanı Lütfi Kırdar'ın belediye başkanlığı döneminde belediye ekipleri tarafından mühürlendi.

Emek Sineması

Tuvalet ve yangın çıkışlarının olmamasından dolayı mühürlenen Emek Sineması'na farklı bir binadan geçiş verildi ve yangın çıkışı yapıldı. Yine kolonlar kesilerek yer altına yapılan tuvaletlerle sinema, işletme ruhsatını yeniden aldı.

Emek Sineması

Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun Teknik Raporu’nda, Cercle d’Orient yapı topluluğunun birbiriyle iç içe girmiş durumu ve özellikle Emek Sineması ile ilgili şu ifadeler yer alıyordu: “Güneyde İpek Sineması’nda, doğuda Melek Apartmanı’na, batıda Rüya Sineması’na bitişiktir. Melek Apartmanı’nın zemin katından giriş almakta olup, apartmanın arkasında ve ona bitişik durumdadır. İlk yapılış tarihinde Melek Sineması olarak adlandırıldığı bilinmektedir. Yapı, sinema salonu ve balkonu kapsayan yüksek tavanlı bir ana mekân ve çeşitli servis mekânlarından oluşan ek bölümlerden oluşmaktadır. Salonun boyutları kareye yakın olup, kırma çatı ile örtülmüşlerdir. Girişi ve fuayesi Melek Apartmanı’nın zemin katı boşaltılarak çözümlenmiştir. Sinemanın çıkışı, Yeşilçam Sokağı’nın devamına cephe veren bir başka bina olan B6 Blok’un zemin katında yer almaktadır. Kullanım süresi içinde binadan komşu binaların içine girilerek ek bölümler oluşturulmuştur. Özellikle fuaye ve makine dairesi bölümleri Melek Apartmanı ile iç içe girmiştir.”

Emek Sineması’nın balkonu ve koltuk sayısı...

Açıldığı 1924 yılında, Mimar Rafael Alguadiş’in orijinal projesinde 600 kişilik bir seyirci kapasitesine sahip olan sinemanın koltuk sayısı, zaman içinde, ticari kaygılarla geçirdiği tadilat ve yenilemelerin yanı sıra orijinal projeyi bozan, statik ve mimari açıdan sağlıklı olmayan eklemelerle 875 kişiye kadar ulaştı.

Koltuk sayısının artışında, özellikle balkonun büyütülmesi etkili oldu. Salonun, 1970 yılında, hiçbir kurumdan izin alınmadan yıkılan özgün localarının yerine yapılan betonarme balkon, yapıya ayrı bir yük bindirerek, mevcut taşıyıcı sistemin deforme olmasına yol açtı.

Emek Sineması, yangın çıkışının yetersizliği nedeniyle İstanbul Belediyesi tarafından bir kez daha mühürlenerek kapatıldı. ( net tarihi bilen yok genel ifade kullanılsın diyeceğim)

Tarihsel gelişime paralel olarak, farklı zamanlarda, sinemaseverlerin gereksinimlerini karşılamak amacıyla yenilenen Emek Sineması’nın en kapsamlı yenileme ve restorasyon çalışması 1993 yılında gerçekleştirildi. Son olarak 2000 yılında sinemanın koltukları, perdesi ve ses sistemi yenilendi.

Emek (Melek) Sineması’nın tarihinden...

1924 – 1942 yılları…

Mimarlığını Rafael Alguadiş’in üstlendiği ve 1924 yılında açılan sinema, ilk adı olan “Melek”i, film perdesinin iki yanına yerleştirilmiş, sarı-turuncu renkli “art nouveau” tarzı melek heykellerinden ve zorunlu olarak sinemaya giriş için kullanılan Melek Apartmanı’ndan alıyordu. Zamanla birlikte iki melek figüründen geriye sadece boş nişler kaldı.

Melek’in 600 kişilik salonu hem geniş hem de görkemli olarak tasarlandı. En önemli özelliği, salonun enine değil, dikine olmasıydı. Üç bir yanından perdenin rahatça izlenmesini sağlayan bu mimari tasarım, Melek’i benzerlerinden ayırıyordu. Barok ve rokoko bezemelerle oya gibi işlenmiş salonun özellikle altın yaldızlı tavan ve duvar bezemeleri özenli bir işçiliğin ürünü olarak dikkat çekiyordu.

İtalyan asıllı levanten yazar, sinema tarihçisi Giovanni Scgnamillo, anılarında sinemadan şöyle söz ediyordu: “Melek Sineması’nın balkonu iki yana açılırdı. Alt kat locaları ise modern, sosyetik bir buluşma yeri idiler ve geçmiş dönem sinemalarının locaları, locada olmanın verdiği ayrıcalıkla ayrı bir hava kazandırıyordu her salona.”

Türkiye’deki ilk güzellik yarışması, açıldıktan iki sene sonra, 1926 yılında, İpek Film tarafından Melek Sineması’nda yapıldı ve yarışmayı sinemanın yer gösterici kızı “Matmazel” Araksi Çetinyan kazandı. Ancak nedendir bilinmez bu yarışma geçersiz sayıldı.

Cumhuriyet’in ilanıyla başlayan kültürel dönüşüme tanıklık eden Melek Sineması’nın ilk sahipleri, o dönem İpek ve Sümer sinemalarının da sahibi olan A. Saltiel ile H. Artidi oldu.

1942 – 1978 yılları…

Melek Sineması, 1942 yılında, “Varlık Vergisi” uygulaması nedeniyle yaşanan iflasın ardından, diğer komşu salonlarla birlikte İstanbul Belediyesi tarafından, 1 milyon 100 bin liraya satın alındı.

Belediye’nin sahipliği fazla uzun sürmedi ve Melek Sineması kısa bir süre sonra İstanbul Belediyesi tarafından Emekli Sandığı’na ihale edildi. Sinemanın işletmeciliği ise 1958 yılına kadar İpekçi Kardeşler tarafından yürütüldü.

Bu tarihte Emekli Sandığı, Emek Film’i kurdu ve sinemanın sahipliğinin yanı sıra işletmeciliğini de üstlenmeye karar verdi. Sinemanın “Melek” olan adı “Emek” olarak değiştirildi.

Sinemanın Emek adıyla gösterdiği ilk film Gina Lolobrigida’nın oynadığı “Dünyanın En Güzel Kadını” oldu.

Uzun bir süre Emekli Sandığı tarafından işletilen sinemanın işletmeciliği, 1969 yılında Turgut Demirağ’a verildi.

1973 yılında tekstil deposu ve atölyesi olarak kullanılan İpek Sineması’nda çıkan yangın tarihi Cercle d’Orient binasına da sıçradı, Emek Sineması’nın yanı sıra tarihi binaya büyük zarar verdi ve birçok bölümünde çökme tehlikesi yarattı. İstanbul’un sembol binalarından Cercle d’Orient, yangının ardından metruk bir şekilde kaderine terk edildi.

Sinemanın işletmeciliğini 1975 yılında Kurtuluş Ailesi devraldı.

1971-1978 yılları arasında, Kültür Bakanlığı’nın girişimiyle (1971-74 Talat Halman, 1974-75 Nermin Neftçi, 1975-77 Rıfkı Danışman, 1977-78 Avni Akyol, 1978-79 Ahmet Taner Kışlalı) Cercle d’Orient binası ve yapı kompleksinin tesciline yönelik çalışmalar gerçekleştirildi.

1978 yılında, söz konusu yapı kompleksi, Kültür Bakanlığı Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu Başkanlığı’nın kararıyla korunması gereken kültür varlığı olarak tescil edildi. Tescilin ardından, bu adada bulunan yapılara yapılacak tüm müdahaleler Anıtlar Yüksek Kurulu’nun özel iznine bağlandı.

Cercle d’Orient binasının geçmişi...

Cercle d’Orient, Serkildoryan, diğer adıyla Büyük Kulüp...

1833-1918 yılları arasında yaşayan, Osmanlı İmparatorluğu ile Mısır Hıdivliği ilişkilerinde önemli rol oynamış devlet adamı Abraham Paşa (Abraham Eramyan) tarafından konut olarak yaptırıldı. Mimarlığını, İstanbul’a çok önemli eserler kazandıran, yapıtlarında Osmanlı kültürü ile batının değerlerini birleştiren Fransız asıllı, Osmanlı vatandaşı Levanten Mimar Alexandre Vallaury üstlendi.

1883 yılında, törenle açılan, İstiklal Caddesi’nin en geniş cepheli binası, yıllarca Osmanlı elitinin buluştuğu bir kulüp olan Cercle d’Orient (Büyük Kulüp) üyelerine ev sahipliği yaptı. Binanın mülkiyeti, ilerleyen yıllarda önce Osmanlı Bankası’na, ardından Manukyan Efendi’ye geçse de, Cercle d’Orient’in işlevi değişmedi. Bina bu yıllar süresince, farklı alanlarda hizmet veren dükkânlarıyla, Beyoğlu’nda ticaretin de önemli merkezlerinden biri oldu.

Cercle d’Orient binasının arkasındaki alanın bir bölümü, kulübe gelenlerin fayton arabalarının park yeri olarak kullanıldı. Ardından tekerlekli patinaj pisti olarak değerlendirilen alanın geri kalanında ise binicilik, buz pateni, hokey gibi etkinlikler, balolar düzenlendiği bazı kaynaklarda yer almaktadır.

Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte başlayan dönüşüm, hem Büyük Kulüp’ü hem de Cercle d’Orient binasını etkiledi. İsketinj ve Melek Apartmanları’nın ardından İstiklal’in kültür, sanat ve eğlence yaşamına yeni renkler katacak olan Melek (Emek) Sineması da Cercle d’Orient binasının arka bahçesindeki yerini aldı. Bu bahçede sırtını Cercle d’Orient’a yaslayarak inşa edilen bağımsız yapı adasının yarattığı yük ve 1973 yılında İpek Sineması’nda çıkan yangın, Cercle d’Orient’a büyük zarar verdi.

Ülkemizde sivil mimarinin en seçkin örneklerinden biri olan Cercle d’Orient binası, son 40 yılda kaderine terk edilerek harabeye dönüştü.

Mermer oymaları ve ahşap bezemeleriyle muhteşem bir mimari özelliğe sahip olan Cercle d’Orient’nın, girişinde bulunan sokak satıcıları, tarihi binanın sütunlarını keserek, kontrolsüz bir şekilde raf alanları oluşturdu. Gecekondu tarzı dükkânlar tarafından işgal edilen bina, ne yazık ki her geçen gün ışıltısını kaybetti. Sinema çevrelerinin yakından tanıdığı SESAM (Türkiye Sinema Eseri Sahipleri Meslek Birliği), Cercle d’Orient’nın asma katına 1987 yılında yerleşti.

Üst katların yıkık, yanmış ve yağmalanmış durumu ise binanın kapalı olması nedeniyle fark edilemedi.

Devam eden süreçte Cercle d’Orient, Emek ve Grand Pera...

Son 20 yıldır İstanbul Film Festivali’nin ana mekânı olarak hizmet veren Emek Sineması, işletmecilerinin tüm çabalarına rağmen, fiziksel yetersizlikler, yapı ve deprem güvenliği, yangın çıkışı ihtiyacı, hijyen standartları, izleyici konforu gibi ihtiyaçların yanı sıra maddi sıkıntılar ve en önemlisi sinemaseverlerin ilgisizliği gibi nedenlerle Temmuz 2009’da kapılarını kapatmak zorunda kaldı.

Emek Sineması

Emek Sineması

Emek Sineması’nı da kapsayan Cercle d’Orient kompleksinin elden geçirilmesi gerekliliğine bağlı olarak Emekli Sandığı, 1989’da yapıların tarihi dokusunu bozmadan restore edilmesi ve sonra işletilmesi amacıyla bir ihale açtı, ilgi olmadığı için ihale iptal edildi. Ardından 1992’de yeni bir ihaleye çıkıldı, bu ihaleyi Kamer İnşaat kazandı.

Cercle d’Orient kompleksi, 2006 yılında, 5366 sayılı yasaya göre Beyoğlu Belediyesi tarafından “Yenileme Alanı” olarak ilan edildi. Ardından 2009 yılında çıkan “Yenileme Kurulu”nun onayının ardından, tarihi Cercle d’Orient binası ve Emek Sineması’nı da kapsayan ve “Cercle d’Orient Kompleksi” olarak tanımlanan yapı adasının yenileme süreci fiilen başlamış oldu.

Emek dahil olmak üzere Cercle d’Orient kompleksini kapsayan ve “Grand Pera” adı verilerek yürütülen proje çalışmaları sonucunda, 1. derece tarihi eser olarak tescillenen Cercle d’Orient’nın restorasyon çalışmalarına başlandı. Aynı zamanda ilgili tüm resmi kurum ve kuruluşların onayıyla, Emek Sineması’nın taşınmasına karar verildi ve bu konudaki çalışmalar da başlatıldı.

Cercle d’Orient

Cercle d’Orient

Cercle d’Orient

Cercle d’Orient

Cercle d’Orient

Cercle d’Orient

Cercle d’Orient

Cercle d’Orient

Cercle d’Orient

Cercle d’Orient

Projeyle tarihi Cercle d’Orient binasının aslına uygun bir şekilde yeniden İstanbul’a kazandırılması, Emek Sineması’nın taşınarak sürdürülebilir ve sağlıklı bir zemine kavuşturulması hedeflendi.

2010 yılında Mimarlar Odası’nın projenin iptali istemiyle açtığı dava sonucunda, 9. İdare Mahkemesi yürütmeyi durdurma kararı verdi. Bu karar, yine aynı mahkeme tarafından 2011 yılında kaldırıldı.

Tüm resmi kurum ve kuruluşların bilgi, izin ve onayları dâhilinde devam eden süreçte, Emek Sineması’nın taşınması çalışmalarına başlandı. Çağdaş mimarlık uygulamaları doğrultusunda, Emek Sineması’nın taşıma çalışmaları ve renovasyonu, 1924 yılındaki orijinal projeye, birebir uygun olarak gerçekleştirildi.

Emek Sineması’nın, Topkapı Müzesi’nin restorasyonunda da görev alan uzman ekip tarafından tek tek numaralandırılarak yerlerinden sökülen duvar ve tavan bezemeleri, atölyede konservasyon ve restorasyondan geçirildikten sonra orijinal yerlerine yerleştirildi.

Emek Sineması

Emek’te bulunan yaklaşık 1.400 parçalık tavan ve duvar bezemelerinin üzerindeki boyalar tek tek sökülerek parçaların ham haline ulaşıldı. Ardından çatlak ve kırık bölümler onarıldı. Eksik parçalardan bazıları için kalıp alındı ve orijinaline uygun olarak döküm yapıldı, kırık noktalar tümlendi. Çalışmalar sırasında sökülen parçaların yaklaşık %95’i orijinal haliyle kullanılabildi.

Perde ve kullanılmayacak nitelikteki koltuklar haricinde bütün parçalar atölyede elden geçirildi. Sadece Emek Sineması’nın tavanında, göbekte bulunan bezemelerin yerinden sökülerek yeniden takılması işlemi yaklaşık 5 hafta sürdü.

Emek Sineması

Temel kaygısı güvenlik, hijyen, estetik ve tarihi dokuya saygı olan çalışmalarla, Emek Sineması’nda daha önce problem teşkil eden deprem güvenliği, yangın ve acil çıkış gibi kritik zorunluluklar yerine getirildi; geniş fuaye alanı, izleyici konforu, teknolojik yeterlilikler gibi temel ihtiyaçlar karşılandı.

Sinema sunum teknikleri açısından en yüksek teknolojik donanımı sunan Emek Sineması, hepimizin sineması olarak sinemaseverlerle yeniden buluşuyor.

Emek Sineması

Emek Sineması

Emek Sineması

Emek Sineması